YUMUK SULTAN

sarkık alt dudağın
minicik burnun
büsküvi kokulu ellerin
var senin...
kocaman ayakların
şirin bir gülüşün
inatçı karakterin
var senin...
ama herşeyden önemlisi
sevgi dolu bir kalbin
sevecen hallerin
seni çok seven anne ve baban
var senin...
hoşgeldin bebeğim,hoşgeldin...
tanrımdan hep seni istemiştim.

TILSIMLI HAYAT

Pazartesi, Şubat 07, 2005

oyuncak bebek hırsızları


bahsi geçen bebek fizz Posted by Hello


hırsızlık aldı başını yürüdü memlekette.artık bebeklerin elinden oyuncaklarını çalacak kadar cüretkar oldu hırsızlar.zavallı minik kızımın fizz bebeği yedi sekiz yaşlarında başka bir çocuk tarafından hırsızlık eğitimi alması için çalındı.nasıl oluyor demeyin oldu işte.minik hırsızın annesi beni lafa tutarken hırsızcık da bebeği çaldı.hem de kozyatağı carrefourda.nasıl sinirlendim anlatamam,hani param filan çalınsa bu kadar üzülmeyeceğim ama çocuğumun elinde oyuncak bebeğinin çalınması beni çileden çıkardı...
tılsım arada sırada "viiiii" (fizz) bebeğini soruyor...dikkatini başka bebeklere kaydırarak geçiştiriyoruz.sırf aynısını belki bulabilirim diye eminönüne de gittim ama bulamadım.zaten çalınanı aldığımda da sonuncuyu almıştım.
artık bir ara yolumuz ingiltereye düşerse oradan alırım...


Pazar, Ocak 02, 2005

hoş geldin 2005


siz hayata gülümserseniz o da size gülümser... Posted by Hello


bir yılı daha tükettik...umarım boş boş yaşamamışızdır şu son 365 günü.durup düşününce ben 2004'ü pek hatırlamıyorum.öyle çok kötü bir şey olmadı 2004'te;işin garibi harika birşey de olmadı...2004'ün üzerimde bıraktığı etki nötr anlayacağınız.ne güzel bir yıldı diyediliyorum,ne de kötü bir yıldı...sadece olması gerektiği gibi bir yıldı sanırım.
ama 2005'ten umutluyum dostlar.güzel bir yıl olacak hissediyorum.böyle canlı, heyecanlı,süprizlerle dolu bir yıl...nereden biliyorsun demeyin biliyorum işte...
hem öyle olmayacaksa bile ben öyle olmasını ümit ediyorum en azından.böyle ümitlerim,hayallerim,temennilerim olmasa bu yeni 365 gün nasıl geçer sorarım size...?geçmez!
ne demişler:yeni yıla nasıl girersen tüm yıl öyle geçer.ben de toz pembe hayallerle girdim 2005'e
(piyango ve loto çıkmadığından ufak bir motivasyon kaybına uğradım ama mühim değil)
biz kocamla kucaklaşarak ve gülerek girdik yeni yıla,2005'te de yüzümüzden gülücükler hiç eksik olmasın diye.tılsımcık ise uyuyarak girdi yeni yıla.tüm yıl uyuyacak anlaşılan!neyse büyüme hormonu uykuda daha çok salındığına göre bu yıl kızımın boyu çok uzayacak gibi bir sevindirici sonuca ulaşabilirim buradan =)
tüm dostlarıma kendi hazırladığım bir e-kart attım tebrik olarak.sarp da tüm tanıdıklara kutlama sms'leri gönderdi çekirdek tüzün ailesi adına.(yaklaşık 50 msg=ocak ayı aile bütçesinde göçük!!!!).
fakat hediye almama kuralımızı bozduk.hepimiz 15 ytl tutarında hediyeler aldık.
ben:2 adet kitap (1-küçük şeyler 2- makyaj tekniklerini anlatan bir kitap)
sarp:philips kulaklık
tılsım:pembe simli lastik çizmeler (su birikintilerine şap şap girbilsin diye...) ve
uykudan önce küçük hikayeler kitabı
tılsım çizmelerine bayıldı evde bile bazen giymek istiyor.bir bakıyorum elinde çizmeler "aakabı..aakabı..aakabı!"diyerek geliyor.giydiriyoruz mecburen.hemen aynaya gidip bakıyor,sonra da evde asker adımlarıyla dolaşmaya başlıyor.çok zilli oldu çoooook...;)





Pazartesi, Aralık 27, 2004

big huuuuug...! (kocaman kucaklaşma)


teletubbies Posted by Hello


şu aralar kızımın en gözde tv programı teletubbie'ler.
bbcprime da bir sabah bir öğle kuşağında yayınlanıyor...eskiden yaklaşık 2 yıl önce bir ara atvde de yayınlanıyordu sanırım.şimdi malesef yok.malesef diyorum çünkü, kızım ingilizcesini izlemek zorunda kalıyor.bu ingilizce yüzünden topa ilk defa olarak "ball" dedi kızım.tılsım 4 aylıktan beri bu programı çok seviyor ve hayran hayran izliyor.
itiraf ediyorum ben de teletubbieleri çok şeker buluyorum,kızım nasıl sevmesin?
şimdi efendim bunlarada 2 tanesi (yeşil ve mavi olanı) erkek diğer ikisi dişi...nereden anladın demeyin.ayırması çok basit! bbc'de kırmızı ve sarısından bahsederken "her" ,diğerleri içinde "his" diyorlar da ondan ;)...
bir ara hatırlıyorum da bu cinsiyet meselesinden dolayı kıyamet kopmuştu.mavi olanı erkek ama en favori eşyası kırmızı bir kadın çantası olduğundan zavallı teletubbie'ye şöyle böyle damgası vurmuşlardı.oysa çocuklar onların cinsiyetlerinin üzerinde hiç durmadan izliyorlardı fakat biz büyükler illa bir şey bulacağız,bir pislik yapacağız ya...neyse...
baktım kızım bu mahlukatlara hayran bari dedim oyuncaklarını alayım,ama ne mümkün!
bakmadık oyuncakçı,internette alışveriş sitesi bırakmadığım halde bulamadım,fakat yılmadım taaa eminönüne oyuncakçılara gittim,oralarda da yoktu...
pes etmedim..ne demişler sabreden derviş muradına ermiş,işte bende sonunda www.gittigidiyor.com adresinde yeşil ve sarı olanının izine rastladım.bu bir açık arttırma sitesi olduğundan kıran kırana geçen bir arttırım sonucu ikisini 7 ytl ye kapattım.sağolsun satıcı bir de sürpriz yapıp bir de ayıcık göndermiş tılsıma.yani üç oyuncağı 7 ytl ye almış oldum.sudan ucuz!!!
kızım oyuncaklara bayıldı.hele yeşil olanı şarkı da söylüyor,tılsım da ona eşlik ediyor:
"babaka babaka bomporom...babaka babaka bomporom..."
ayıya da "ayiiiiiiiiii..."diye bir sarılışı var görmeniz lazım....zaten hayvanlardan ayı ve fil,çocuk programlarından teletubbiler ve pingu,dizilerden de çocular duymasın (tekrar tekrar yayınlanıyor ya!)en sevdikleri.çocuklar duymasında da başta havuç ilgisini çekiyor diye düşündüm ama sonunda haluk ve selami yüzünden bu diziyi sevdiğini keşfettim.olgun erkeklerden hoşanıyor daha şimdiden hanımefendi...;)




Çarşamba, Aralık 15, 2004

yeni yıl planları...


iyi süsle baba... Posted by Hello


bu sene karar aldık kutlamıyoruz yeni yılı!
ağaç bile süslemedik.aslında benim için yeni yılın en zevkli kısmı yılbaşı ağacını süslemektir ama ağacın ,zaten etrafı karıştırmaya meyilli kızım tarafından yıkılacağını ,yapraklarının ve süslerinin birer birer koparılacağını önceden tahmin ederek,üzülerek bu sene ağacı kurmama kararı aldık.
evde oturacağız çekirdek tüzün ailesi olarak.ne kimseye gideceğiz ne de kimse gelsin istiyoruz.
saatler 24.00'ı gösterdiğinde.anne baba ve bebek tüzün sarılalım birbirimize sıkı sıkı .hani yeni yıla nasıl girersen bütün sene öyle geçer ya işte bizde evimizde sıcacık kucaklaşmaların eksik olmadığı, mutlu ve huzurlu bir 2005 geçirmek istiyoruz.
zaten takvime de baktım ayın 31'i cumaya geliyor yani iş günü.sarp akşam sekiz gibi yorgun argın eve ancak varır.dışarıda çıkılmaz ki yorgun argın.eğlence yerleri de annelerinin nikahlarını talep ediyor.para mı yeter dışarısına? zaten sadece o parayla kalsa yine iyi kuaförü var,kıyafeti var,taksi parası var...vs..vs
hediye de alamıyoruz birbirimize.paramız yok kardeşim.en ucuz hediyenin 50 ytl den başladığını düşünürsek aile bütçemizde en iyimser tahminle 100 ytl'lik bir gedik açacak hediye faslına ikinci bir emre kadar ara verdik.(ama belki kızıma küçücük bir şey alabilirim...)
yılbaşı akşamı için tek lüksümüz www.yemeksepeti.com dan sipariş edeceğimiz leziz ve çeşit çeşit yemekler olacak o kadar...


küçük ressam


çiziyorum öyle ise varım Posted by Hello


gitti..gitttiiiiii....gitti yeni evimin ,yeni boyanmış, gül gibi duvarları....
kızım resime çok meraklı.mum boyalarla uğraşmayı çok seviyor.
günün belli saatlerinde resim yapmak istediğinde "biyaa..biyaa..biyaa.."
diyerek boyalarını istiyor.sonra boyalarla birlikte resim defterimizi çıkarıp
şaheserler yaratıyoruz.son zamanlarda ne resmi yaptığınıda çizerken söylemeye
başladı "bekii...ayiii...abba..."gibi.(kelebek,ayı,abla).
resim çalışmalarının benim gözetimimde yapılması şart çünkü tılsım genelde resim defteri
gibi kısıtlayıcı defterlerde çalışmak yerine duvar gibi geniş alanlı tuvalleri tercih ediyor!
eline hep belirli sayıda mum boya veriyorum.resim bitince de boyaları sayarak teslim alıyorum
küçük ressamdan. zira bir iki tanesini saklayıp ben başka şeylerle uğraşırken duvar resimleri
yapmak en büyük sanatsal amacı...bunun son kurbanı da zavallı hol duvarımız.
küçük yaramaz herhalde buradan boyaları alamaz diye düşündüğüm yerden siyah boyasını aşırmayı başarmış...
bir ara sesi kesildi bir de baktım ki holümüzün sade manolya renkli boyasının üzerinde artık
post modern siyah ağırlıklı bir çalışma var!!!
beni görünce o kadar heyecanla ve mutlulukla yaptığı resmi anlatmaya başladıki kızamadım.
çok sevinmişti duvarı boyadığı için.kendini van gogh gibi görüyordu.yaptığı eserle gurur duyduğunu o minicik gözlerinin parlaklığında görebiliyordunuz.
onun bu halini görünce duvara resim yapmayı yasaklamak yerine başka bir çözüm üretmeye karar verdim.şimdilik o duvarı büyük beyaz bir kağıtla kaplamayı düşünüyorum üzerini resimleriyle doldursun,üretmekten daha da büyük keyifler alsın diye...
bu haftasonu istediğim genişlikte ve büyüklükte kağıtları aramakla geçecek sanırım.
umarım bulurum...

Pazartesi, Aralık 13, 2004

bu gece barda gönlüm hovarda...

bu haftasonu güzel geçti...
hele cumartesi o bar senin bu bar benim dolaştık(ben+sarp+zebut's lar)
önce nart'ta çerkez mantısı yedik sonra masal evinde içkiyle demlendik son olarak da lal de kahve içtik.geceyi sonlandırdığımızda saatler sabahın üçüydü aslında pek sonlandırdık da denemez çünkü fena halde zil çalan midelerimiz sabahım üçbuçuğunda kendimizi dürümcü ejderde bulmamıza yol açtı.
bütün bunlar olurken minik kızım anneannesinin,ninesinin ve dedesinin keyfini ,tüm istediklerini yaptırtmak sureti ile sürüyordu.
tılsım bir gece bizden uzak kaldı ama bu bize yetti. sabah uyandığımızda olağan ritüelimiz olan pazar günü yatakta atlayıp zıplayıp keyif yapmaca zevkimizden mahrum kaldık.
onu almaya gittiğimizde çok sevindi.babasının boynuna koala misali yapıştı... =)
ayrıca bu haftasonu sonunda bana kışlık gündeliğe giyebileceğim bir siyah spor ayakkabı ve eksikliği nedeniyle evimizin mobilyacı dükkanı gibi görünmesini sağlayan halımızı alabildik.
daha henüz hala 4 yolluk ve bir halı eksiğimiz var.onları da yakında tamamlayacağız inşallah.


Pazartesi, Aralık 06, 2004

hafta sonu bitti mi?

ilgili merciler sesimi duysun lütfen, hafta sonları bana yetmiyor uzatılmasını talep ediyorum...!
cuma, cumartesi, pazar ve bir de pazartesi eklenirse hafta sonuna belki o zaman yeterli olabilir.
aslında bu hafta sonu çoğunlukla evde olmama rağmen kendimi pek dinlenmiş hissetmiyorum.
gerçi hastayım biraz;tılsımdan kaptım;burnum akıyor bir halsizlik kırgınlık var üzerimde,sebebi bu olabilir.
cuma akşamı müco geldi,cumartesi de kardeşten öte dostum gülçin ve eşi gökhan veeee tabiki sarı yumak MELOOO (melis).melo 10 aylık 11 kilo böyle yün yumağı gibi tatlı,şirin ,uslu bir bebek.tam mıncıklamalık anlayacağınız.ileride kızımla çok iyi arkadaş olacaklar.gülçinle beni kandırıp boy friendleriyle buluşmaya gidecekler... ;) ama şimdilik aralarındaki 9 aylık fark
iletişimlerini biraz engellemekte.tılsım meloyu çok seviyor onunla oynamak istiyor fakat gelin görün ki melis henüz komando misali yerlerde sürünme aşamasında,benimkinin hızına yetişemiyor.bir 6 ay sonra tamamdır ya benimki melise benzeyip uslu uslu oynayacak(ki çok küçük bir ihtimal) ya da melis de tılsıma bakıp azacak ve birlikte tozu dumana katacaklar(bu daha realistik bir tahmin).
pazar günü tüm gün evdeydik bir on dakika migrosa gidip haftalık alışverişimizi yaptık.aslında arda(3 yaş) ile bora'nın(1 yaş) doğum gününe davetliydik ama kızımla benim nezlemiz gelecek çocuklara , yaşlılara ve büyüklere bulaşır endişesi ile gitmekten vaz geçtik.
...
bu arada:
MUTLU YILLAR ARDAAAAAA....MUTLU YILLAR BORAAAAAA.......
afacan üçler grubunun(arda+tılsım+bora)en değerli iki üyesinin doğum gününü pelin teyzeleri
canı gönülden kutlar ve onlara uzuuuuuuuuuuuuuun ömürler diler...
...
şu anda hala kendimi yorgun hissediyorum sanki üzerimden 10 tonluk kamyon geçmiş gibi.
şöyle biraz uyusam iyi olabilir lakin yapacak ev işleri beni bekler.
ahhh...ahhhh...mfö'nin dediği gibi:
uykuuuu biraz uykuuuu...tüm istediğim buydu...=)))))



Perşembe, Aralık 02, 2004

burnum tıkandı anne!!


tatlı uyku..beni al kollarına Posted by Hello

tılsım hastalandı dün gece...burnu akıyor fırk fırk...
tam uyuyacak tıkanıyor minicik burun delikleri...kıyamet kopuyor ondan sonra.bir ağlama bir ağlama,sanki etinde et koparıyorlar.rahat etsin diye otrivin sıkıyoruz işe yaramıyor üstüne bir de serum fizyolojik damlatıyoruz genzine kaçıyor,kusuyor....gecenin saat ikisi.komşuları da uyandırdık garanti.
sarp tam afallamış durumda zaten yarı uyuyor..uyuması da lazım sabah altıda kalkıyor;gönderiyorum onu yatağa tekrar.
kaldık mı tılsımla başbaşa...tv açıyorum, başını omzuma rastlıyor.nasıl uykusu var anlatamamuyumak istiyor ama nefes alamıyor "anniii...ühühühü...annniiii..." diye burnunu üzerime siliyor.iki saatin sonunda gözkapakları kapandı ama hala rahat nefes alamıyor.yarım saatte bir uyanır gibi oluyor."anni..munu" (anneciğim burnum) diye şikayet ediyor uykuyla karışık.daha rahat nefes alabileceği farklı bir pozisyon bulmaya çalışıyorum her seferinde.
sabahı sabah ediyoruz anlayacağınız.dolayısı ile de uykusuzum bu akşam.fakat kızımın burnu hala tam açılmış değil.bu gece de rahat uyku yok bize sanırım...
her ikimizin rahatı için uyku perileri bu akşam daha fazla uyku tozu serperler umarım kızımın gözlerine...