YUMUK SULTAN

sarkık alt dudağın
minicik burnun
büsküvi kokulu ellerin
var senin...
kocaman ayakların
şirin bir gülüşün
inatçı karakterin
var senin...
ama herşeyden önemlisi
sevgi dolu bir kalbin
sevecen hallerin
seni çok seven anne ve baban
var senin...
hoşgeldin bebeğim,hoşgeldin...
tanrımdan hep seni istemiştim.

TILSIMLI HAYAT: Kasım 2004

Salı, Kasım 30, 2004

bebek müjdesi


çekirdek tüzün ailesi (15.05.2003)Posted by Hello


hep tılsımlı hayat tılsımlı hayat diyorum da daha hayatımın tılsımından bir bahsedememişim.
tılsım süpriz bir bebekti bizim için,planlamamıştık.hatta babası için biraz fazla süpriz ve beklenmedik bir bebekti...!
çocukları biraz seven bayanlar gün geldiğinde sevdikleri adama "hamileyim..!" demeyi ve
eşinin avaz avaz bağırıp sevinç çığlıkları atarak "yaşasıııııııın baba oluyorum...baba oluyorum..." diye delirmesini hayal ederler.ben de öyle hayal etmiştim ama öyle olmadı.
eşime telefonda hamileyim dediğimde onun bana dediği ilk söz paniklemiş ve hoşnutsuz bir ses tonuyla "şaka yapıyorsun değil mi?" oldu."hayır yapmıyorum"diye cevapladım;uzun bir sessizlikten sonra telefon yüzüme kapandı...o andaki ruh halimi anlatacak kelimeleri burada seçip yazmak çok ama çok zor;hayal kırıklığı,üzüntü,yer yarılsada dibine girsem isteği,boşluk hissi...evet boşluk hissi..uzunca bir süre hiç birşey düşünemedim,beynim uyuşmuştu,kendimi yanlız ve çaresiz hissetmiştim.ağlamak bile aklıma gelmedi bağırıp çağırmadım isyan etmedim.öylece susmaktan başka birşey yapmadım ,yapamadım...
bu durumda eşime hak verdiğim tek nokta vardı;bebek erken geliyordu.henüz evleneli 3 ay olmuştu ve evliliğe alışmaya çalışıyorduk ama bebek geliyordu işte...ehh,madem geliyordu hoş geliyordu,zamanlamanın benim için o kadar da önemi yoktu.neticesinde senelerdir çılgıncasına hayalini kurduğum bir şeydi çocuk sahibi olmak.
sonraki bir hafta sarp'ı bebek fikrine alıştırmakla geçti,benim için zor bir haftaydı fakat sonunda zafer benimdi bir ay sonra sarp minik kızının gelmesini dört gözle bekler olmuştu...
kız olduğunu mu nereden biliyordu...?
bu da ayrı bir hikaye....;)




kilo sorunu


şiiişkoooooo patateeeeesss..... Posted by Hello


offff..oooffff....dertliyim dostlar dertliyim.
ne olacak benim bu fazla kilolarım?
genç kızlık zamanlarımda da öyle çok ince değildim.
kendimi bildim bileli balık etinde olmuşumdur.fakat gelin görün ki doğumdan sonra artık balık etinden çıkıp balina etli olduğumu zor da olsa kendime itiraf edip kabullendim.aslında görünen köy kılavuz istemezdi,aynalar ve başta kocacım olmak üzere çevremdekiler küçükçe bir domuzcuk haline geldiğimi ellerinden geldiğince beni kırmadan anlatmaya çalıştılar.
tamam şişkoyuz kabullendik ama nereye kadar...?
zayıflamamız şart oldu artık.rejim konusunda çok başarılı olduğumu söyleyemem.hani yemek yemesem olur ama tatlı yemeden duramıyorum.ayrıca fena halde çokokolik'im (çukulata bağımlısı).bir de hareketsiz olmam cabası.evde minik kızıma bakıyorum;eee haliyle de bir taraflarım oturmaktan dolayı büyüdükçe büyüyor...
boyum:168
kilom:70
beden:42
olmam gereken kilo:58
yani verilmesi gereken ve beni bunalıma sürükleyen 12 kilo mevzubahis.
düşündükçe darallar geliyor,karabasanlar basıyor sıkılıyorum.
ne olurdu sihirli bir hap olsa da içsek bir gece de 1 kilo versek...o zaman 12 günde iş biter fıstık gibi olurdum...
bir de yiyip yiyip hiç kilo almayan bayanlar var ki,böyle arkadaşlarım da var,onlardan hiç bahsetmeyeceğim sinirim daha da bozuluyor...onlar allahın şanslı kullarıymış deyip geçmekte fayda görüyorum.
önce kafaca hazır olmam lazım bu zayıflama işine ama başarısız olmaktan ve fil gibi kalmaktan korkuyorum.
sizce kışşşşşşştttttt diye kovarsam hepsi olmasa da bir kısmı gider mi fazla kilolarımın?
KEŞŞŞKEEEEE....AHHHH....KEŞŞŞKEEEEEEEE.... =)


canım kocama...


Tılsımlı hayatı paylaşanlar... Posted by Hello

nasıl diyor kayahan:"bizimkisi bir aşk hikayesi..."
bizim hikayemiz de aynen öyle işte.
inanarak imkansızı gerçekleştirdik ikimiz,olmazları olur yaptık.
tam yedi sene bekledik birbirimizi.
çok zor elde ettiğimizden olsa gerek hiç kırmadık birbirimizi,üzerimize titredik hep beraberliğimizin;nazar değmesinden korktuk çoğu zaman.
şimdi iki buçuk senelik evliyiz...mutluyuz...
aşk devam ediyor mu diye sorarsanız; birbirimize ilk günkü gibi aşığız,deliler gibiyiz gözümüz dünyada başka bir şey görmüyor gibi palavralar atmayacağım size ama içtenlikle söyleyebilirim ki sevdiğim,yarim,erkeğim,en iyi dostum,en iyi arkadaşım,sırdaşım o...birtanem benim...
benin için dünyanın en tatlı kocası ve babası,yaşamımı paylaştığım güvenilir sadık hayat arkadaşım...
birlikte TILSIM'lı bir hayatı sürüyoruz...
ve onu çok seviyorum...
SARP TÜZÜN iyi ki varsın...sensizliği hiç düşünemiyorum...




Cuma, Kasım 26, 2004

kocaman bir merhaba....

MERHABA..,
30 yaşında bir annenin seyir defteridir okumakta olduğunuz.
bu anne sadece tılsımını değil küçücük dünyasını da sizinle paylaşmak istiyor.
aslında yazacak o kadar çok şey var ki,nereden ve nasıl başlasam bilemiyorum.
şimdilik şöyle başlayalım:
...
gözümün bebeği çocuğum,
aşılamadan anlatmalıyım korkuları
öğretmeliyim sevinçleri abatmamayı,
alıştırmalıyım yarım kalmalara.
alıp karşıma dertleşmeliyim seninle
açmalıyım saklı duygularımı karşında.
kalleşlikten,ihanetten bahsetmeliyim
ama,ölesiye aşklardan,tutkulardan da.
sevginin gücünden söz etmeliyim sana
insanı nasıl güzelleştirdiğinden
gözümün nuru çocuğum
duvar üstlerine oturtup seni
gelip geçenin iç yüzünü göstermeliyim,
güneşin portakala benzediğini batarken
ayın bembeyaz gülerek durabildiğini havada.
sana en temiz sularını içirmeliyim nehirlerin
en tatlı meyvelerini yedirmeliyim ağaçların.
çocuğum,gözümün nuru,bebeğim
seni sevgiyle özenle büyütmeliyim.
uğur koçlu